Güncel
Uyuşturucu kaçakçılığı PKK’nın bahşişi
PKK’nın en büyük başarılarından biri “uyuşturucu kaçakçılığı” ve “bebek katili” olmasını Kürt meselesi üzerinden maskeleyebilmesidir. Örgütün esas gücü, haksızlığa uğrayan bir kitleye sırtını dayamış olması değil, sahip olduğu eylem potansiyeli ve propaganda gücüdür.
Prof. Dr. Mazhar Bağlı / Karatay Üniversitesi
Rönesans, Reform ve Aydınlanma’nın arkasından gelen Sanayi Devrimi... Yeni dünya eski kabuÄŸunu deÄŸiÅŸtirirken onun yüzünü ve iÅŸleyiÅŸini bu kavramlar belirledi. Ulusçuluk, sömürgecilik, milliyetçilik ve ideolojik kamplaÅŸmalar bahsi geçen kavramların birer türevi olarak yeni dünyanın yeni insanlarına servis edildi. Ä°mparatorluklar dönemini büyük bir vefasızlık ile kovalayan insanlar büyük ideallerin sert hedeflerini kendine put olarak kabul etmiÅŸti bile. I. Cihan Harbi’nin baÅŸlangıcında sansasyonel ve hedef açısından dramatik bir hareket tarzı ile yapılan eylem ile kitleler yeni bir ÅŸiddet tarzı olan ‘terör’ün, yani eskideki eÅŸkıyalığın, siyaseti nasıl yönlendirmeye alet edilebileceÄŸi ile yakından tanıştı.
Geleneksel dönemlerdeki çeteciliÄŸin ve eÅŸkıyalığın sanıldığından çok daha büyük siyasi etkisinin olduÄŸunun fark edilmesi ile ‘terör’ giderek milletlerin gündemine çok daha fazla girmeye baÅŸladı. Ama her zaman iÅŸin arkasında bir üst aklın olduÄŸu gerçeÄŸi bahse konu edildi.
Belki bugünlerde konu fazlasıyla gündemde olduÄŸundan dolayı da terörü organize eden üst akıl ile ilgili ‘hakikat’ kolayca buharlaşıyor. Fakat bugün dünyanın ÅŸahit olduÄŸu terörü, küresel sistemin içerdiÄŸi haksızlıklara tahammül edemeyen hakkaniyetli insanların baÅŸkaldırısı olarak görmek son derece eksik bir okuma olur. Aksine iÅŸin biraz daha derinine indiÄŸimizde bugün var olan terörün son derece örgütlü bir küresel sistemin parçası olduÄŸu da kolayca fark edilebilir.
11 Eylül saldırısı ile Afganistan’ın ve Irak’ın iÅŸgali arasındaki stratejik iliÅŸki sanıyorum bir sır deÄŸildir. Ya da terör örgütü PKK’nın desteklenmesi ve aynı zamanda meÅŸrulaÅŸtırılması ile DAEÅž’in vahÅŸi cinayetleri de birbirinden tamamen bağımsız deÄŸildir. Dahası PKK terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti devletinin terörle mücadele hakkını ve meÅŸruiyetini bir baÅŸka terör örgütü ile iliÅŸkilendirdiÄŸi bir algı operasyonu ile yok etme ‘eylemselliÄŸini’ tek başına gerçekleÅŸtirdiÄŸini söyleyemeyiz herhalde.
Vandallığın sistematize edilmiÅŸ, yeniden isimlendirilmiÅŸ hali olan terör, yeni dünya düzenini kurgulayan senaristlerin ‘dışarıdakiler’ olarak adlandırıldığı insanların ellerine korku ve ÅŸiddet silahını vererek sistemlerine ve kendilerine garip bir ÅŸekilde sadakat saÄŸlatacak bir mekanizmaya olarak üretildi. Kabul etmek gerek ki bu ÅŸeytani bir zekanın ürünüdür.
I. Cihan Harbi ve akabinde geliÅŸen olaylar klasik dönemin son imparatorluÄŸu olan Osmanlı’yı tarih sahnesinden silerken Osmanlı’nın çekildiÄŸi alanları nasıl köleleÅŸtirebileceÄŸinin hesabının bütün saÄŸlaması dikkat çekici bir ÅŸekilde terör ile yapıldı. 20. yüzyılın kısa tarihinin tüm sonuçları bu okumayı gerektirir ve bunun için de akademisyen olmaya gerek yoktur.
Bölge değerlerinden uzak
Åžeytani zekanın en baÅŸarılı iÅŸi ise Anadolu’nun doÄŸusuna yedirdiÄŸi elmadır. PKK bütün bu kurmaca zihnin ürettiÄŸi ve Anadolu’daki tüm halkların kovulduÄŸu tarih ve bilinç cennetinden sonra düştüğümüz cehalet ve ÅŸiddet cehenneminin kısaltılmasıdır. PKK kurulduÄŸu ya da kurdurulduÄŸu günden beri “kendi halkına” sunduÄŸu ideolojik parametreler ile hiç gündeme gelmedi. Bölge insanının deÄŸerleri ile de ilgili olmadı. Ä°lgi çekici renklerle belirlediÄŸi dövizlere yazdırdığı sloganlarının dışında PKK neyi hedeflediÄŸini kimseye deklare etmedi, hatta kendi kendilerine bile söylemedi.
60’ların rüzgarında büyüyen ve ekonomik sisteme boyun eÄŸen sosyalist bıçkınlığını dahi göremedik mazisinde. KurulduÄŸu günden bu tarafa atanmış politikacılarının dışında siyaset üretme çabasına da rastlamadık. Örgütün vazifelendirmediÄŸi hiçbir öncü aktörün var olmaması bu hareketin nasıl bir mühendislik projesi olduÄŸunun en bariz göstergesidir. Nasıl bir özgürlük hareketidir ki uÄŸruna savaÅŸtığı insanların bir kısmı ona karşı gönüllü olarak silahlı mücadele edebiliyor? Örgütün ölüm ve kan ile büyüttüğü ejderhasının ateÅŸi sadece ama sadece o coÄŸrafyayı kül etti.
Peki ama neden?
Çünkü PKK başta söylediğimiz parametrelerin ektiği tohumlardan yetişmiş ve halihazırda da onlar için iyi iş gören gayrimeşru bir veledtir. Uğruna savaştığını iddia ettiği insanlarla kurduğu iletişim bile kan-katliam üzerinden gerçekleşmektedir. Caniliğinin asıl sebebi, örgütün var olmasını ve büyümesini sağlayan esas referansın toplumsal iç dinamikler değil de ideolojik fanteziler ve bahsi geçen şeytani zeka olmasıdır.
Örgüt, kendisini hep “ilke sahibi” bir organizasyon olarak gösterip bu defosunu kapatmak istedi. Çünkü doÄŸal dinamiklere dayalı olmadan bir oluÅŸumun toplumu dönüştürecek bir güce kavuÅŸması pek mümkün deÄŸildir. Örgütün bana göre en büyük baÅŸarılarından birisi de “uyuÅŸturucu kaçakçılığı” ve “bebek katili” olmasını Kürt meselesi üzerinden maskeleyebilmesidir. Örgütün esas gücü, haksızlığa uÄŸrayan bir kitleye sırtını dayamış olması deÄŸil, sahip olduÄŸu eylem potansiyeli ve propaganda gücüdür.
Bu iki konu, bebek katli ve uyuşturucu ticareti, onun varlığının dayandığı akla da işaret eder esasında. Bu akıl bilinmesin diye örgüt en çok bu yönde kendisine yöneltilen ithamlara sert tepki gösterir. Dikkat edilirse Öcalan gerek yakalandığında gerekse de İmralı görüşme notlarında, kendilerinin bebek katili olmadığını ve uyuşturucu ticaretine ahlaken asla onay vermediklerini çok ısrarla ve sıklıkla dile getirir. Ülkede var olan demokrasi açığı veya Kürt meselesi örgüt için yapılacak olan tahribatlar için her zaman bir perdeleme görevi görmüştür.
Sadakatin karşılığı
Ezcümle PKK, baÅŸta Ä°slam dini ve inancı olmak üzere Orta DoÄŸu halkları ve coÄŸrafyası, Kürtler ve Türkiye’nin düşmanı bir örgüttür. Bu düşmanlığı yürütebilmesi için muhtaç olduÄŸu gelir uyuÅŸturucu kaçakçılığındadır. Ä°lginç olan durum bence otoritenin olmadığı yerde yeni sistemin arızalarından faydalanıp eski tip eÅŸkıyalığın yerine afili bir isimle kendilerine gerilla diyen insanların iplerini elinde tutan kurgucularına büyük bir sadakatle hizmet etmeleridir. Peki, bu sadakatin bir karşılığı olmayacak mıdır? Elbette olacaktır. YetiÅŸtirildiÄŸi yer itibari ile 80’lerin başından beri teröre bulaÅŸtırılmış Afgan ve Pakistan coÄŸrafyasından sonra, yetiÅŸen ürününün Batı’ya aktarılmasında önemli bir istasyon olan bölgede, tüm uyuÅŸturucunun kontrolü ve neması bu sadakatin dolgun bahÅŸiÅŸidir. PKK kendisini var etmek için aldığı bu bahÅŸiÅŸ ile varlığını sürdürmektedir.
Prof. Dr. Mazhar Bağlı / Karatay Üniversitesi
Henüz yorum yapılmamış.